İsa’nın Gizemi’nin 8. Bölümü

______________________________________________________________

 ______________________________________________________________

Ferisiler İsa’nın mucizelerinin tatmin edici olmadığına itiraz ettiler Mesih’in gelişini kanıtlıyor.

______________________________________________________________

Bölüm 8


Dört Bin Kişinin Beslenmesi. 1 Yiyecek hiçbir şeyi olmayan büyük bir kalabalığın yeniden ortaya çıktığı günlerde öğrencilerini çağırıp şöyle dedi: 2 “Yüreğim kalabalığa acıyor, çünkü üç gündür benimle birlikteler ve yiyecek hiçbir şeyleri yok. 3 Eğer onları aç bir şekilde evlerine gönderirsem, yolda yere yığılırlar; bazıları ise çok uzaklara gitti.” 4 Öğrencileri ona şöyle cevap verdi: “Bu ıssız yerde kendisini doyuracak kadar ekmeği nereden bulabilirim?” 5 Yine de onlara, “Kaç ekmeğiniz var?” diye sordu. “Yedi” diye cevap verdiler. 6 Kalabalığa yere oturmalarını emretti. Sonra şükredip yedi somunu alıp kırdı ve dağıtmaları için öğrencilerine verdi; onlar da kalabalığa dağıttılar. 7 Ayrıca birkaç balıkları da vardı. Üzerlerine salat etti ve dağıtılmasını da emretti. 8 Yediler ve doydular. Geriye kalan parçaları topladılar; yedi sepet. 9 Yaklaşık dört bin kişi vardı.

Onları 10 kovdu ve öğrencileriyle birlikte tekneye binip Dalmanuta bölgesine geldi.

Bir İşaret Talebi. 11 Ferisiler öne çıkıp onunla tartışmaya başladılar; kendisini sınamak için gökten bir işaret beklediler. 12 Ruhunun derinliklerinden içini çekerek şöyle dedi: “Bu kuşak neden bir belirti arıyor? Amin, sana söylüyorum, bu nesle hiçbir işaret verilmeyecek.” 13 Sonra onları bırakıp tekrar kayığa bindi ve karşı kıyıya doğru yola çıktı.

Ferisilerin Mayası. 14 Ekmek getirmeyi unutmuşlardı ve teknede yanlarında yalnızca bir somun vardı. 15 Onlara, “Dikkat edin, Ferisilerin mayasından ve Hirodes’in mayasından korunun” diye buyurdu. Kendi aralarında bunun ekmeklerinin olmamasından kaynaklandığı sonucuna vardılar. 17 Bunu öğrenince onlara şöyle dedi: “Neden ekmeğinizin olmamasından kaynaklandığını düşünüyorsunuz? Henüz anlamadınız mı, anlamadınız mı? Kalpleriniz katılaştı mı? 18Gözleriniz var da görmüyor musunuz, kulaklarınız var da duymuyor musunuz? 19 Beş ekmeği beş bin kişiye böldüğümde, parçalarla dolu kaç hasır sepet topladığını hatırlamıyor musun?” Ona “On iki” diye cevap verdiler. 20 “Yedi ekmeği dört bin kişiye böldüğümde, parçalardan oluşan kaç sepet dolusu topladınız?” Onlar da ona “Yedi” diye cevap verdiler. 21 Onlara, “Hâlâ anlamadınız mı?” dedi.

Bethsaida’nın Kör Adamı. 22Beytsayda’ya vardıklarında yanına kör bir adam getirdiler ve ona dokunması için yalvardılar. 23 Kör adamın elinden tutup onu köyün dışına çıkardı. Gözlerine tükürük koyarak ellerini onun üzerine koydu ve “Bir şey görüyor musun?” diye sordu. 24 Başını kaldırıp şöyle yanıtladı: “Ağaçlara benzeyen ve yürüyen insanlar görüyorum.” 25 Sonra ellerini ikinci kez gözleri üzerine koydu ve açıkça gördü; görüşü düzeldi ve her şeyi net bir şekilde görebiliyordu. 26 Sonra onu evine gönderip, “Köye bile girme” dedi.

______________________________________________________________

This entry was posted in Türkçe and tagged . Bookmark the permalink.

Leave a comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.